Rota: Kalkan – Bezirgan – Sarıbelen
Süre: 6 saat
Zorluk: zor
Sabah erkenden kalkıp kendimizi dik yokuşlara vurduk. Kalkan’da ve aslında Likya yolu boyunca pek çok kez dendiği gibi ‘çok affedersiniz katır yolu orası’. İşte tam da bu yüzden oldukça dik bir yokuş. Canımız çıka çıka çıktığımız yolu da kaybedince inattan dönmek de zor geliyor, ha düştük ha düşücez kendimizi asfalt yola atıyoruz. İşte bizim yaptığımız en büyük yanlış bence budur, işaret göremediğini fark ettiğin anda hemen geriye dön ve kontrol et, ve işareti görünceye kadar geri dönmeye devam et; yoksa işler çok çetrefilli bir hal alabiliyor ve çok daha fazla yorulabiliyorsun. Asfaltta çıktığımızda bizde ne hal var ne derman, mecburen otostop çektik 🤔 Duran araba İngiliz bir çiftte aitti – ki zaten Kalkan ve civarı artık İngilizlerin egemenliğinde – sağ olsunlar bizi Bezirgan girişine bırakıyorlar.
Bezirgan köyünü tepeden görmek bile insanı mutlu ediyor, yemyeşil, düz, çok sevimli bir köy. Üstelik köye girişte bizi buz gibi bir çeşme karşılıyor ki bu yolda en sevdiğim şey çeşmeler 🙂 Biraz ilerleyince de köyün yaşlılarının oturduğu bakkalda soluklanıyoruz ve biraz sohbet ediyoruz. Ama konular siyasi ve bizi pek de açmayan bir bakış açısı hakim söylemlerde. Öğlen yemek molasını burada vermeyi düşünmüştük çünkü lokanta olduğunu okumuştum ama lokantanın bize biraz uzakta kaldığını öğreniyoruz. Ve oraya gitmek yerine, bakkaldan bir şeyler alıp köyün çocuk parkına yayılıp piknik yapıyoruz. Park da ağaçlar altında, efil efil çok şükür.
Bir sonraki etap iyidir diye ümit ediyorduk ama nafile, çalılar ve dikenlerle boğuşarak Sarıbelen’e varıyoruz. Aslında daha önce rast geldiğimiz bir Likya rehberi bu etabı atlamamızı söylemişti. Ama biz de tavsiyeye kulak asacak akıl nerede 🙃
Yemek yiyecek yer ararken Yusuf amcayla karşılaşıyoruz, bize çay demliyor yiyecek veriyor ve çadır için yer gösteriyor. Ki yürüyüş zamanımızın ramazana geldiğini ve buna rağmen köylülerin hep yardımcı olduklarını hatırlatmak isterim. İyilik hala aramızda demek ki 😌 Köyde kalmanın avantajını kullanıp şadırvanda da temizleniyoruz, ohhhhh be dünya varmış.