Eski fotoğraflar

Eyfel

Fotoğraf bakmak; eskiden çok severdim, hele de eski fotoğraflara bakmayı. Üniversitedeyken benim için ev ziyaretlerinin ayrılmaz bir ritüeliydi, fotoğraf albümlerine bakmak. Ama artık o kadar çok fotoğraf çekiyoruz ki, sayılar binlerce, pek elim gitmiyor bakmaya. Düzenlemek için arada açıp, güzellerini seçiyor, bir kısmını gözden ve harici bellekten çıkarıyorum. 😌

Neyse efendim geçenlerde eski bilgisayarımdaki resimleri de harici diske alayım dedim, aman tanrım neler çıktı içinden; üniversite, yüksek lisans, ilk işim ve en sonda da ikinci işime yeni başladığım dönemler. İçinde unuttuğum fotolar bile çıktı, birkaç günde ancak üstünden gelebildim, çok yoğun bir geçmişe dönüş yaşadım, duygular çoştu.

Fotoğraflar

Bir nevi günlük aslında fotoğraflar, neler yapmışız, kiminleymişiz, kiminleyken nasılız, neler hissetmişiz, ifademiz nasıl; mutlu muyuz, üzgün mü, düşünceli mi, gırgır mı? 

Artık üniversite fotoları, bir genç kızın anıları benim için, başkasına ait anılar gibi 🙃. Her birini biliyorum, çok tanıdık ama çok uzak artık. 

Yüksek lisans fotolarının varlığından bile haberdar değildim, işten koşarak gidip geldiğim bir yerdi benim için maçka kampüsü, pek anım ve arkadaşım yok arda kalan. O yüzden görünce şaşırdım, bana birkaç anı hediye ettiler.

İlk işimden fotoların da bir kısmı hiç yok hafızamda, oradan ayrılmaya doğru epey eğlenmişiz, tatlı arkadaşlıklar kurmuşuz. Sürekli bir veda ve kutlama havası esmiş gibi, foto çekme bahaneleri o zamanlarda daha çok oluyor ya 😉. Tabi o dönem hâlâ telefonlarımızın akıllanamadığı çağlar, o yüzden sanırım foto sayıları kısıtlı. 

Sonrasında ikinci işimin daha çok gezelim görelim fotoları var, amma eğlenmişim, bekarlığın tadını çıkarmışım valla. Çok takdir ettim kendimi.

Velhasıl sonunda bir sürü insan girmiş hayatıma, çoğu çıkmış, bir kısmı unutulmuş bile. Bir sürü yere gitmiş görmüşüm. Bazen durgun, bazen enerjik olmuşum. Bazen zayıf, bazen kilolu, saçlarım uzayıp uzayıp kısalmış, büyümüş büyümüş küçülmüşüm, hayatımın odağı, okulum, evim, işim değişmiş. 

Ananem ‘nasıl geçti ömrüm anlamadım, bir gözümü kapadım açtım nine olmuşum’ derdi. Evet zaman hızlı geçiyor, çok şükür ki bolca anı biriktirmiş, pek çok insan tanımış, arada bir büyük değişiklikler yapmış, ortam değiştirip hayatımıza renk katmışız. 

Birkaç günüm otobiyografi tadında geçti, arada bir yapmak lazım ve unutmayalım; her yaşın bir güzelliği, her yaşanmışlığın bir değeri var 💜