Rota: Adrasan – Çıralı
Mesafe: 19 km
Süre: 13 saat
Zorluk : zor
Sabah 6’da kalkıyoruz ve çantalarımızı toplayıp yola çıkıyoruz. Adrasan’dan çıkmadan Atıcı Otelin önünde çeşme görünce sularımızı dolduruyoruz ve oteldeki kitap rafı gözümüzden kaçmıyor, rica edip iki kitap da buraya bırakıyoruz.
6.45’de yürüyüşe başladık ama Beydağları Milli Park girişindeki boyalı taşı yanlış yorumlayıp deniz manzarasından epey bir gittik. Bu arada dün gece hazırlanan sandviçleri, sahili ve sahilde yoga yapanları izleyerek mideye indirdik. Herhalde manzara hoşumuza gittiği için, yanlış yolda olduğumuzu kabullenmek istemedik ve bu hata bize en azından 1 saatlik bir gecikme yaşattı. Neyse ki manzara çok güzeldi, gecikmemize sebep olsa da pişman değiliz.
Geri döndük ve başladık tırmanmaya, bugün 900 mt çıkıp ineceğiz. Zirveye yakın bir çoban evinde (Aşk Cafe) su bulunacağını okumuştuk, o yüzden içimiz düne göre biraz daha rahattı. Şansımıza çoban Aşk Cafe’de yoktu ve cafe olduğunu iddia ettiği yerde de kocaman harflerle; oturmak yasak, girmek yasak diye yazmış. Telefon numarası da yazılı, aradık ama uzaktaymış. Cafenin az ilerisinde, keçiler için hortumla su çekmişler, biz de ondan sebeplendik ve evet suyun tadı oldukça kötüydü. Seçme şansın olmadığında bir önemi kalmıyor ama tadının 😉
Kısa bir süre sonra iniş başlıyor; önce kayalık sonra yanmış ve çalılık bürümüş, devrilmiş ağaçların olduğu daha sonra pek çok sandal ağacı ve onların sararmış yapraklarının torağı kapladığı ama altından ve üstünden geçilmesi gereken pek çok da ağacın olduğu patikadan geçerek Olimpos’a varıyoruz. İşaretlemeler çok iyi ama iniş de epey zorlayıcıydı. Yolun sonlarına doğru yarım saat yürüyüp yarım saat dinlenmeye başladık, yürümek için ayaklarımızı kaldıracak dermanımız kalmamıştı.
Saat 20.00’de Olimpos’a varıyoruz ve biraz soluklanıp Çıralı’ya geçiyoruz, tabi bu arada Olimpos sahiline kitap bırakmayı da ihmal etmeden😉 Çıralı’ya 21.00 de varıyoruz ve direk pansiyona yerleşiyoruz. Duş alıp, ilk gördüğümüz yerde yemeğimizi yiyoruz. Alo Koko’da lezzetli 3 çorba + 2 Köfte ekmek + 2 ayran + 6 odun ateşinde demlenmiş çay = 22 TL’ye pek mutlu doyuyoruz.
23.00 de yatıyoruz ama yorgunluktan sabah kalkamayıp, bir gün Çıralı’da dinlenmeye karar veriyoruz.
Bıraktığımız kitaplar:
- Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
- Kitab Ül Hiyel – İhsan Oktay Anar
- Tatlı Rüyalar – Alper Canıgüz
- Erken Kaybedenler – Emrah Serbes
Yolda karşılaştığımız hayvanlar:
- 1 yılan
- 2 kaplumbağa
- 1 dururken gri, zıplarken kırmızı çekirge sürüsü
Sonraki gün deniz + güneş + bira + patates ile güzelce dinleniyoruz ve biraz daha kitap bırakıyoruz.
Bıraktığımız kitaplar:
- Aylak Adam – Yusuf Atılgan
- Hayvan Çiftliği – George Orwell
- Taş Bina ve Diğerleri – Aslı Erdoğan
- Haşırt Dı Bilekbord – Zafer Algöz