Erzincan -> Borabay Gölü -> Amasya
Sabaha kahvaltı yapacağımız bir yer arayarak başladık. Önce telefondan yardım almaya çalıştık, sonra neyse ki birine sormak aklımıza geldi. Erzincan kahvaltısını yapıp bir sonraki destinasyon Borabay’a doğru yola çıktık, elbette ayrılmadan pestilimizi alarak ☺️
Öğleden sonra Borabay gölüne varıyoruz. Gölünün etrafında hem kiralanabilecek bungolowlar var, hem de kamp yapma imkanı da var. Tabiat parkı geniş bir alan yayıldığı için, önce arabayla keşif turu atıyoruz. Bir kampçının ihtiyacı olan her şey var; tuvalet, çeşme, piknik masaları. Nereye çadır atacağımıza karar veremeyip, arabayı ineklerin yanına bırakıyor ve göl etrafındaki parkurda keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Yürüyüş sonrası nedenini çözemediğimiz bir karar veriyoruz; kamp kurmak için geldiğimiz Boyabat’tan ayrılıp Amasya’ya devam etmek.
Amasya’nın bizi çağırmasının bir sebebi varmış. Pek araştırmadan, bir beklentimiz olmadan geldiğimiz şehzadeler şehri, bizi çok şaşırttı. Yeşilırmak kenarı eski amasya evleri, yürüyüş ve bisiklet yolları, kaya mezar ışıklandırmaları ve köprüleri ile dağların arasındaki bu küçük kenti pek sevdik. Gider gitmez ırmak kenarında bir restoran buluyor, hem yöresel lezzetlerin tadına bakıyor hem de şehrin sakinliğinin tadını çıkarıyoruz. Sonrasında Hasan kişisel bakımını aksatmamak için berbere gidiyor, ben de çekirdek çitleyen şehir halkına eşlik ediyorum. Amasyalılar yaşamayı biliyorlar, saat ilerledikçe nehir kenarı kalabalıklaşıyor. Burada amaçsızca yürümek bile insanı mutlu ediyor, gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel bir şehir. Vakit geçirmesi oldukça keyifli olsa da uygun bir otel bulmakta zorlanınca Sinop’a doğru yola devam etmeye karar veriyoruz.
Fakat yolda uyku yakamızı bırakmadı, bir çay içip ayılmak için mola verdik. Durduğumuz mekanı bir balıkçıl mesken edinmiş, sabah gidip akşam geliyormuş. Çayın ayılmak için yeterli gelmemesi sonucu biz de ona uyduk ve geceyi burada geçirdik.