Vay be 2020’nin sonu göründü. Çocukken 2000 yılında kaç yaşında olacağımı ilk hesaplayışımdaki heycanımı hatırlıyorum. Kocaman bir genç kız olacaktım😍. Üstünden ne ara bir 20 yıl daha geçti. Neyse sayılara takılmayalım ve yılsonu bilançosuna başlayalım. Son yıllarda edindiğim bir alışkanlık; kendime yıllık hedefler koyuyorum ve ‘deadline’ yaklaşınca da neler yapmışım bakıyorum. Hedefler tutmuş mu, neler yaşanmış, nasıl hissetmişim?
2020 herhalde tüm dünya olarak yaşadığımız çok acayip bir yıl, bir bilimkurgunun içinde gibiyiz. Kişisel tarihimde daha fazla zorlandığım yıllar da oldu ama tüm insanlık olarak ortak dertlere gark olduğumuz, tüm ülke olarak ölümlü olduğumuza aydığımız, evlerimize kapandığımız, ilginç ve öğretici zamanlar geçirdik. Benim bu hayatı seçmemin, yani 9-6 çalışma hayatından çıkmamın ana sebepleri de bunlar aslında. Ölümlü olduğumu anladım ve ne istediğimi, hissettiğimi düşünecek vaktimin kalmadığını farkettim. 4.5 yıl oldu beyaz yakalılığa veda edeli, uzundur düşünecek bolca vaktim var yani 😉. Bizim için evde kalmak da alışıldık bir durum aslında.
Öte yandan bu yılın en büyük korkusu tabiki aileme birşey olması ihtimali, canımı sıkansa hayatımın kısıtlanması. Basit eğlencelerim vardı, sahilde koşmak/sinema ve tiyatroya gitmek/güzel bir mekanda yemek yemek. Çok özledim sinemada koca bir patlamış mısır alıp, full konsantre film izlemeyi, sabahın köründe koşuya gitmeyi, üstüne bir de sıcacık çorba içmeyi.
Bu süre boyunca kendime hatırlatıp duruyorum, savaşta değiliz, kıtlık yok, evimdeyim, sağlıklıyım; şükretmeliyim.
2020 bilançosu;
Ben tabiki hafızama güvenmeyip, defterlerime ve günlüğüme başvurdum. Çünkü her ne kadar hafıza konusunda mangalda kül bırakmasam da, insan pek çok detayı atlayıp gidiveriyor. Üstünden sadece birkaç ay geçtiği halde parmağımı kırmam bile çok çoook eskiden yaşanmış bir anı gibi geliyor. Velhasıl pazar günümü buna ayırdım; tek fireyle tüm hedeflerimi gerçekleştirmişim. Kendimi alkışlıyorum 👏👏. Firemde (hobi ve sosyalliğe ağırlık verdiğim aktif bir hayat) koronanın etkisi yadsınamaz, hem kadı kızındaki kusura da bir zahmet odaklanmayalım.
Gerçekleştirdiğim en gurur verici olay, gözlüklerimden kurtulmak. Norbekov’un egzersizleri ile gözlüklerimle vedalaşmış bulunuyorum 😎
En büyük olay, kendi evimizi yapmamız. Çok yorucuydu evet ama şu anda yazımı bahçeme bakarak yazmak gibisi de yok doğrusu. Misafir odası diye düşündüğümüz odaya konmuş bulunuyorum. Henüz 2 gün oldu ama penceremden gördüğüm kuşlar ve hoplayan sincap bu kadarcık zamanda bile ruhuma iyi geldi. Korona günlerinde bana ilaç oldu burası, bunaldığım gibi kendimi bahçeye atıyorum, şöyle bir tur atıyorum; büyülü orman, mantarlar, yeni çıkan otlar..
2020, benim için müthiş başlamış. Mart ayında bedensel, ruhsal ve kültürel zirveme ulaşmışım. Sonrası bir yükseliş, bir düşüş. Korona ile baş etme çabaları, ev yaptırma serüveni, Hasan’ın dolu dizgin çalışması, parmağımın kırılması, kendi sınırlarımı çizme savaşım.
Bir yandan da ev yaptırma serüveni, bedenime şükran duyma, ruhen olgunlaşma, sınır çizme becerimin artması, işlerimin açılması, bol bol okumak, yazmaktan zevk almak, yalnızlığın kıymetini bilmek.
Zor muydu? Zordu, bol koşturmacalıydı ama sanırım hayat da böyle birşey 🤗