Günlük Sevenler El Kaldırsın

Kendini yakalamak

Eveeeeeet uzundur yazmamışım, dönüp bakınca bırakın yazmayı hiç post atmadığım, fotograf bile çekmediğim bir dönem var bu yaz. Kendimi bu şekilde yakalayıp, teşhis koyabilirim aslında 😉

-Baharcım her şey yolunda mı? Postlar aksamış!

-Çok şükür bir problem yok ama yazın bir küçük dikkatsizlikle araba kazası yaptım, biz iyiyiz ama biraz yoruldum sanırım, çakır çakır fotoğraf çekemedim şekerim. 

-Olmaz canımcım olmaz, kendini topla biraz. Dinlen yorgunsan bu ne yorgunluğu böyle!!

Doğru! Olmaz, yorgunluk da bahane. Hayatta her şey bizler için ve her tecrübenin tadını çıkartarak yaşamamız lazım. Ki yazmak bana çok iyi gelir, baktım moralim bozuldu inadına bol bol yazmam lazım. 

Kısaca neler yaptık bir özetleyeyim; Arabasız yayla hayatı zor olunca bir ay kadar Antalya’nın yaz sıcağının tadına baktık, araba almak için bir küçük İstanbul çıkartması yaptık, eylül sonu gibi köye döndük ve pastoral hayatın tadını çıkarttık. Köy hayatı beni daha fazla anda tutuyor, dengeliyor ve huzur veriyor. Ama maalesef konforsuz (en azından benim için) o yüzden havalar iyice soğuduğunda soba yerine kombiyi tercih ediyor ve Antalya merkeze dönüyoruz.

Şimdi Antalya’dan bildiriyorum. Antalya’ya taşınmamızın yılı devriyesinde hala ve hala bu şehire bayılıyorum ve taşındığım için çok çok mutluyum. Doğası ve havası muazzam 😊. Bakalım, bu sene biraz daha aşinayız şehire ve bu kış Antalya’nın tadını sonuna kadar çıkartmayı planlıyorum.  

Planlar planlar

Ben uzundur planlar yapıyorum, yıllık/aylık/haftalık planlar. Başta iş için bir ajanda gibiydi, zamanla sosyal aktiviteleri, günlük rutin işleri falan da yazmaya başladım. Yavaş yavaş yılı kapatmaya doğru ilerlerken dönüp defterleri okumaya başladım. Ne hedeflemişim, ne kadar yapmışım, hayat nasıl geçmiş, işler yolunda mı? Yetmedi bir de günlüğümü okuyup ne yaşamışım, neden etkilenmişim yaptıklarımla bu parallel mi diye bakıyorum. Yıllık bilanço gibi bir şeye dönüştü. Ben bir süredir ajandama da her gün için bir iki cümlelik özetler yazıyorum. Öyle tutunca çok daha düzenli oldu, işimi kolaylaştırdı. 

İnsan sanki hep şu anki ruh halindeymiş gibi, ya da hep aynı işi yapmış, hep aynı konu önemli olmuş gibi geliyor. Bir ay öncesi bile mazi oluyor bazen, hatırlamıyorum. O yüzden benim yıl sonu halim gibi abartmasanız da kesinlikle günlük tutmanızı tavsiye ederim. Üşenirseniz haftalık tutun ve takip edin ne yapmak size iyi gelmiş ya da hangi olay/kim sizi etkilemiş. Yaşarken takip etmek biraz daha zor, ama yazmak takip etmenizi kolaylaştırıyor.

Mesela bana gezmek iyi geliyor, tiyatro ya da sinemaya gitmek, düzenli spor yapmak, kitap okumak, doğa yürüyüşleri. Sağlıklı beslenmek direk daha iyi hissetmemi sağlıyor. İçimdeki yaramaz ‘bugünlük kaçamak yapayım’ derse bunu hatırlamalıyım 😄 

Minimalizm denemeleri

Bir de son zamanlarda minimalizme kafayı taktım. Ben pek istifçi değilimdir zaten, Likya yürüyüşünü birkaç tişörtle tamamlayınca aydınlanma yaşamış ve evde kullanmadığım pek çok şeyden kurtulmuştum. İnsanda bir hafifleme hissi yaratıyor, hem kullanmadığınız şeyleri düşünmek, yer ayarlamak gibi yüklerden kurtuluyorsunuz hem neye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsunuz. Ki işin en güzel kısmı bu bence. Neyi, neden istediğinizi bilmek. 

Beycikteyken (küçük ve gereksiz eşya barındırmadığını düşündüğüm bir evimiz var), bir hafta boyunca her gün kullanmadığım bir eşyadan kurtulmak (atmak ya da birine vermek size kalmış) kuralını uyguladım. Ve zaten minimalist olduğunu iddia ettiğim evde pek de zorlanmadım gereksiz eşya bulmakta 😄. Antalya’ya dönünce de raflara alıcı gözle baktım, biraz eşya eledim ama asıl işe girişmedim. Sırada gardırop var ve o iş gözümde birazcık büyüyor.  Bunu da planlarıma yazmam lazım🤗